TR
  • English
  • Türkçe
  • فارسی
  • español, castellano
  • Français
  • русский язык
  • українська
  • العربية
  • Deutsch
  • Sayısız köklü medeniyetin yükseldiği Anadolu toprakları, yeryüzünde pek çok “ilk”in yaşandığı ender coğrafyalar arasında. Doğu ile Batı’nın buluştuğu bu kadim topraklar, her bir adımda farklı çağlardan katman katman zenginliği keşfedebileceğiniz sürprizlerle çevrili. Örneğin ülkenin batı kıyılarında Ege’den Akdeniz’e yapacağınız bir yolculukta mitlerin dile geldiği; dünyanın en güzel antik hazineleri bir bir karşınıza çıkabilir. Türkiye’nin mutlaka görülmesi gereken antik kentleriyle çevrili bu bölgede, kültürel ve sanatsal keşiflerin dışında, kendinizi Ege ve Akdeniz’in masmavi kristal sularına bırakabilir; Akdeniz Diyeti’nin kalbinde bölgenin lezzetli sofralarında eşsiz gastronomik deneyimler yaşayabilirsiniz.

    Efsanenin Kalbinde: Troya

    Türkiye'nin dört bir yanında büyüleyici bir antik kentle karşılaşmanız mümkün ancak en ünlülerin başında hiç kuşkusuz UNESCO Dünya Kültürel Miras Listesi’nde yer alan Troya geliyor. Çanakkale’de Kaz Dağları eteklerinde yer alan Troya, 9 farklı kent katmanıyla çok sayıda medeniyete ev sahipliği yapmış. Homeros’un İlyada destanında anlatılan Troya Savaşı’na da konu olan bu tarihi topraklar, aynı zamanda Avrupa Konseyi tescilli tek kültür rotası olan Aeneas Rotası’nın da ilk durağı.

    Yapmadan Dönme: Antik kentin girişinde yer alan, Avrupa’nın en prestijli müzecilik ödüllerinin sahibi Troya Müzesi’nde bölgedeki kazılardan çıkarılan eser ve buluntularla Troya kültürlerine tanıklık edebilirsiniz.

    Görkemli Liman Kenti: Efes

    Tarihi alanlarıyla adeta ölümsüz bir açık hava müzesi olan Türkiye’nin bir diğer ünlü antik kenti de yine Ege Bölgesi’nde yer alıyor. 2015 yılından beri UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Efes, çağının en büyük liman kentlerinden biriydi. Tarih öncesi dönemden Osmanlı’ya kadar, yaklaşık 9.000 yıldır kesintisiz yerleşim gören Efes, Celsus Kütüphanesi, 30 bin seyirci kapasitesisiyle Türkiye'nin en büyüğü olan antik tiyatro, antik dünyanın Yedi Harikası’ndan biri olarak kabul edilen Artemis Tapınağı kalıntıları, Mazaeus ve Mithridates Kapısı, Hadrian Tapınağı ve teras evleriyle, dünyanın en iyi korunmuş arkeolojik alanlarından. Burada, antik kentin en yeni çekim merkezi konumundaki Efes Deneyimi Müzesi’ni de ziyaret edebilir ve Efes’in büyüleyici simge yapılarını ve günlük yaşamını sanki o sokakları adımlıyormuşçasına deneyimleyebilrsiniz.

    Yapmadan Dönmeyin: Vahiy kitabında da bahsi geçen Roma'nın Küçük Asya eyaletindeki yedi kiliseden biri olan Efes'in içi ve çevresi, Erken Hristiyanlık Dönemi'ne şahitlik eden benzersiz eserlere de ev sahipliği yapıyor. Meryem Ana Evi, Yuhanna Bazilikası ile Yedi Uyuyanlar Mağarası, bölgede görmeniz gereken önemli kutsal mabetler arasında.

    Antik Dönemin Şifa Merkezi: Hierapolis

    Denizli’de, Pamukkale travertenlerinin hemen yanı başındaki Hierapolis, şifa ve sağlık merkezi işlevi görmüş, önemli bir antik kent. 2 bin yıl öncesinde Bergama Krallığı, travertenlerin çekiciliğine karşı koyamamış ve antik kenti burada inşa etmiş. Kente ise Bergama’nın efsanevi kurucusu Telephos’un karısı Hiera’ya ithafen Hierapolis ismi verilmiş. Hierapolis’in bugün en dikkat çeken yapıları, Roma Hamamı ve antik tiyatro. Ayrıca kentin günümüzde de sıkça sağlık ve güzellik amaçlı ziyaret edilen Antik Havuz’unda binlerce yıl öncesinden kalma sütun ve mermerler arasında yüzmek de eşsiz bir deneyim. Yaz-kış sıcaklığı 36 derece olan Antik Havuz’da Mısır Kraliçesi Kleopatra’nın da yüzdüğü rivayet ediliyor.

    Yapmadan Dönmeyin: Şifalı havuzlarında ziyaretçilerine rahatlatıcı ve dinlendirici sular sunan Pamukkale travertenlerinin şifalı sularının ve nefes kesen manzarasının keyfini çıkarın. Bu beyaz cennet size kendinizi bir masalın içindeymiş gibi hissettirecek, kaplıcalar ise sizde kalıcı bir etki bırakacak…

    Muhteşem Akustiğe Sahip Bir Antik Hazine: Aspendos

    Akdeniz’de Antalya’nın Serik ilçesindeki Aspendos, dünyanın en iyi korunan antik tiyatrolarından birine sahip. Birçok efsaneye konu olan kentin tiyatrosunu diğerlerinden ayıran en büyük özelliği ise sahip olduğu müthiş akustiği. Yıllar geçmesine rağmen bu akustiğini koruyan Aspendos Tiyatrosu, hâlâ aktif olarak konser ve gösterilere ev sahipliği yapmaya devam ediyor. Tiyatronun yanı sıra kentin görülebilecek bir diğer görkemli yapısı da Su Yolları. Aspendos su yolu sistemi, antik su yollarının günümüze dek korunan en iyi örnekler arasında.

    Yapmadan Dönmeyin: Muhteşem akustiğiyle pek çok prestijli etkinliğe ev sahipliği yapan Aspendos’ta, bu yıl 13-30 Eylül tarihleri arasında düzenlenecek 31. Uluslararası Aspendos Opera ve Bale Festivali’nde etkileyici bir gösteri izleyebilirsiniz.