Türkiye’nin En Güzel 5 Antik Yoluyla Tanışın
Türkiye'de bulunan pek çok sayıda güzel yürüyüş yolları konuklarına, el değmemiş bir doğa sunarken; aynı zamanda Anadolu medeniyetlerinin antik rotalarını da kapsamakta. Artık ziyaretçiler için işaretlenen ve yürüyüşü daha konforlu hale getiren olanaklara sahip bu yürüyüş yolları, geçmişe, yani görkemli Likya, Karya, Hitit ve Frig imparatorluklarına dair kısa bir bakış sunuyor. Ege'den Akdeniz'e ve İç Anadolu'ya uzanan bu etkileyici yürüyüş rotalarında bize katılmaya ve binlerce yıllık Anadolu tarihine bir yolculuk yapmaya ne dersiniz?
Türkiye’nin İlk Uzun Mesafeli Yürüyüş Rotası: Likya Yolu
Günümüzde Teke Yarımadası olarak adlandırılan coğrafyada kurulan Likya, büyük şehirleri, eşsiz mimari eserleri ve kendine özgü diliyle Anadolu’nun ev sahipliği yaptığı en gelişmiş medeniyetlerinden biri. Antik dönemde kurulan Likya, 23 şehirden oluşan Likya Birliği ile günümüz demokratik sistemlerine bile esin kaynağı olmuş. Fethiye’den Antalya’ya uzanan Likya Yolu ise bu medeniyetin izlerini keşfedebileceğiniz, özel olarak hazırlanmış bir güzergâh. Baştan sona işaretli, yaklaşık 540 kilometrelik yürüyüş yolu boyunca Xanthos, Myra, Olympos, Aperlai ve Simena gibi irili ufaklı birçok Likya kentini görmek mümkün. Likya’nın kadim başkenti Patara’yı ise gün batımından sonra ziyaret etmenizi öneririz. Zira artık Türkiye’nin Gece Müzeciliği projesiyle günbatımından sonra da aydınlatılan antik kenti, yıldızların altında keşfetmek benzersiz bir deneyim. Likya Yolu, aynı zamanda Ölüdeniz, Kelebekler Vadisi, Kabak Koyu, Kalkan, Kaş, Olimpos Dağı, Gelidonya Feneri, Çıralı ve Göynük Kanyonu gibi doğa harikası merkezleri de içinde barındırıyor.
Türkiye’nin En Uzun Yürüyüş Rotası: Karia
İsmini antik dönemde Likya’nın komşusu olan Karia uygarlığından alan Karia Yolu, 800 kilometrelik patika yollarıyla Türkiye’nin en uzun yürüyüş rotası. Karia medeniyetinin bıraktığı izlerin peşinden gidebileceğiniz bu rota, Aydın ve Muğla illerini kapsıyor. Beş etaptan oluşan güzergâhın ilk bölümü, Marmaris’in güneyindeki Bozburun Yarımadası. Bu doğa harikası yarımada, Turkish Riviera’daki mavi yolculukların da en ünlü duraklarından biri ve aynı zamanda mavi yolculuklarda kullanılan Türk tipi ahşap direkli tekne olan guletlerin de imal edildiği yer olmasıyla da ünlü. Badem ve zeytin ağaçlarıyla çevrili Datça’da ise Knidos Antik Kenti’ni ve adanın ucunda yer alan Deveboynu Feneri’ni görmek mümkün. Burada aynı zamanda yerleşimden uzak kalmış bakir plaj ve koylar da sık sık karşınıza çıkacak. Ardından rota sizi Sedir Adası üzerinden Gökova Körfezi’ne ulaştıracak. Burada Akyaka’dan başlayan ve nihayetinde İç Karia’ya ulaşan yol, sizi Bafa Gölü’nün muhteşem kuşlarıyla büyüleyecek. Yolun Muğla merkeze doğru ilerleyen son bölümünde ise Dalyan Kanalı’nda kanoya binerek, Kaunos Antik Kenti’nin 2 bin 400 yıllık kaya mezarlarını görebilirsiniz.
Doğa ve Arkeolojinin Bütünleştiği Bir Rota: Pisidia
Günümüz Antalya’sının güneyindeki dağlık bölgede yer alan Pisidia bölgesini kapsayan bu rota, arkeolojik alanlar ile doğal güzelliklerin eşsiz bir harmanı. Rota, günümüzde hâlâ akan Antoninler Çeşmesi’yle ünlü Sagalassos ile Termessos, Pisidia Antioch, Kremna, Adada ve Selge gibi birçok antik kente uğruyor. Bölgenin geçmişinde tarihi bir yolculuğa çıkacağınız antik kentlerin yanı sıra Köprülü Kanyon, Çandır Yazılı Kanyon, Kovada Gölü Milli Parkı, Eğirdir Gölü ve Davraz Kasnak Meşesi Ormanları da rotada görecekleriniz arasında. Bu tabiat harikalarını adımlarken bir yandan yaban hayatını gözlemleyebilir, doğayı fotoğraflayabilir ya da rafting ve tırmanış gibi sporlarla yürüyüşünüze heyecan katabilirsiniz. Bu güzel rotada, el değmemiş bir doğanın içinden geçip patika yolları aşarak bölgenin lokal halkı olan yörüklerin doğal yaşantısına da konuk olabilirsiniz.
Anadolu’nun Kalbinde Eşsiz Bir Keşif: Hitit Yolu
Bir Anadolu imparatorluğu olan Hititler, 450 yıllık iktidarları boyunca insanlık tarihine pek çok yenilik katmış. Döneminin süper gücü olan bu uygarlığın kültürel mirasına odaklanan Hitit Yolu, 17 farklı rotası ve alternatif güzergahlarıyla 380 kilometrelik bir alana yayılıyor. Güzergâh, Kadim Hitit başkenti Hattuşa ile Hitit yurdunun önemli kentleri Alacahöyük ve Şapinuva üçgenindeki tarihi noktalardan oluşuyor. Aynı zamanda eski kervan ve göç yollarından da geçen rotanın ilk etabı olan Alacahöyük’te, Mabet Saray’ını ve ören yerinin kraliyet mezarlarına ait buluntuların sergilendiği Alacahöyük Müzesi’ni görmelisiniz.
Rotanın bir sonraki durağı Hattuşa ise otuz binden fazla kil tabletiyle hem UNESCO Dünya Kültür Mirası hem de Dünya Belleği listesinde yer alıyor. Bilinen ilk yazılı barış antlaşması olan Kadeş Barış Antlaşması, bu tabletlerin en ünlüsü. Burada Büyük Tapınak ve Aslanlı Kapı gibi görkemli eserleri gördükten sonra Hititlerin dini merkezi olan Şapinuva’ya ilerleyebilirsiniz. Şapinuva’ya oldukça yakın mesafede bulunan Alaca Çayı Vadisi ve İncesu Kanyonu da rotada görebileceğiniz yerler arasında.
UNESCO Miras Alanlarına Sahip Bir Güzergâh: Frig Yolu
Hititler’in M.Ö. 12. yüzyılda çökmesiyle yükselişe geçen Frigler, bugünkü Ankara, Afyonkarahisar, Eskişehir ve Kütahya illerini kapsayan geniş bir alana yerleşmişler. Frig dönemi kaya anıtlarının en özgün örneklerinin yoğun bir şekilde yer aldığı bu bölge, Frig uygarlığının dini ritüellerine ve sosyal hayatına ilişkin izler barındırması nedeniyle de evrensel bir öneme sahip. Bu nedenle de Kütahya, Afyon ve Eskişehir’i kaplayan Dağlık Frigya Bölgesi, 2015 yılından bu yana “UNESCO Dünya Miras Geçici Listesi”nde yer alıyor. 500 kilometreliyi aşan uzunluğuyla Türkiye’nin en uzun üçüncü yürüyüş parkuru olan Frig Yolu’na da ev sahipliği yapan bölgenin bir diğer incisi ise geçtiğimiz yıl Türkiye’nin 20. UNESCO Dünya Miras Alanı olarak tescillenen Gordion Antik Kenti. Rotayı Gordion dışında, Afyon Seydiler ve Kütahya Yenice Çiftliği olmak üzere iki alternatif rotadan da adımlamak mümkün. Bu noktalardan başlayıp Frig Vadileri üzerinde ilerleyen parkurlarda, Afyon’da kaya evleri, mezarları ve kilisesiyle meşhur olan Ayazini Köyü’nü, tüf kayalara oyulmuş Avdalas Kalesi’ni ve Emre Gölü’nün yanı sıra Kütahya’nın Aizonai Antik Kenti’ni mutlaka görmelisiniz. Frig rotasının tüm güzergahları ise Eskişehir’de Frigler’in en önemli yerleşim noktalarından olan Yazılıkaya’da birleşiyor. Eskişehir’de Frig kaya fasadlarının en görkemli örneği olan Yazılıkaya dışında, aslan kabartmalarıyla dikkat çeken Aslanlı Mabet ve kayaya oyulmuş anıt mezar Gerdekkaya da görülecekler listenizde olmalı.