Türkiye’nin Batı Anadolu Bölgesi’nde yer alan ve ev sahipliği yaptığı ören yerleri ile dikkat çeken Burdur’dan, arkeoloji dünyasını heyecanlandıran yeni bir haber geldi. Şehrin Gölhisar ilçesinde yer alan Kibyra Antik Kenti’nde 2016 yılında bulunan anıtsal çeşmeden, 9 ay süren kapsamlı bir restorasyon sürecinden sonra tıpkı Antik dönemdeki gibi içilebilir, taze kaynak akmaya başladı. 2016 yılından beri UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'nde de bulunan Kibyra Antik Kenti’nde yer alan anıtsal çeşmenin restorasyonu, Kültür ve Turizm Bakanlığı ve Burdur Valiliği’nin katkılarıyla tamamlandı.
Kibyra Antik Şehri’nin 2 bin yıllık anıtsal çeşmesi, Roma döneminde, M.S. 23 yılında inşa edilmiş. Kibyra Antik Kenti’nin 3. terasında bulunan iki havuzlu tarihi yapının, Kibyra’da meydana gelen büyük bir depremin ardından şehrin yeniden planlanıp kurulduğu bir aşamada yapıldığı ve 600-700 yıl boyunca aynı işlevde kullanıldığı düşünülüyor.
7,5 metre yüksekliğinde 15 metre çapındaki anıtsal çeşme, aynı zamanda sütunlarla taşınan konik bir çatıya sahip. Şehirde ortaya çıkarılan ilk çeşme olan anıtsal yapı, Kibyra’da su ihtiyacının nasıl karşılandığı hakkında bilgi verirken; agorada mimari görsellik ve estetiğin nasıl yansıtıldığını da gözler önüne seriyor.
“Gladyatörler Şehri” Kibyra
Oldukça büyük bir yerleşim alanına kurulu olan Kibyra, Gölhisar ilçesinin batı yamacında yer alıyor. Mimari kalıntılarının hepsi Roma İmparatorluk Dönemi’ne ait olan şehrin en önemli özelliği yapıların birinin, diğerinin görüşünü engellemeyecek şekilde simetrik olarak planlanmış olması. Roma uygarlığının önemli şehirleri arasında bulunun Kibyra’nın girişinde ziyaretçileri, Antik çağda Anadolu’nun en görkemli stadyumlarından biri olan ve zamanında gladyatörlerin savaştığı bilinen yaklaşık 10 bin kişi kapasiteli stadyum karşılıyor.
Bu stadyum ve ağırladığı savaşçılar dolayısıyla "Gladyatörler şehri" olarak bilinen Kibyra’da görülmeye değer diğer yapılar arasında orkestra bölümündeki Medusa mozaiği ile dikkat çeken odeion, dükkanların sıralandığı sütunlu bir cadde etrafında tasarlanmış olan agora, Roma hamamı ve antik tiyatro öne çıkıyor. Antik kaynaklara göre dört farklı dil konuşulduğu ve kozmopolit bir yapısının olduğu düşünülen Kibyra Antik Kenti’nde tarım, hayvancılık, tıp, demir ve seramik işçiliğinin yaygın olduğu biliniyor. Bu nedenle de Kibyra’nın güçlü bir ekonomiye ve orduya sahip olduğu ifade ediliyor.
Su Akan Çeşmeye Sahip İkinci Antik Şehir
Kapsamlı restorasyon sürecinde Kazı Heyeti Başkanı Doç. Dr. Şükrü Özüdoğru ile birlikte arkeolog, restoratör ve mimarlardan oluşan uzman bir ekip görev aldı. 168'i orijinal, 192 mimari bloktan oluşan iki havuzlu anıtsal çeşmenin kazı ve restorasyonunda, çeşmenin 3 ana birimden oluştuğu tespit edildi. Çeşmenin ortasındaki merkezde yuvarlak şekilde yükselen bir kule, bu kulenin etrafında ise 6 sütun olduğu görüldü. Suyun geldiği merkezde ise 6 adet aslan ve panter heykelleri olduğu belirlendi. Ancak kazılarda bu heykellerden yalnızca iki adedi bulunabildi. Bugün bu iki orijinal heykeli de Burdur Müzesi’nde görmek mümkün.
Burdur’da Antik döneme ait, anıtsal iki çeşme bulunuyor. Burdur'un Ağlasun ilçesinde 1800 yıllık Antoninler Çeşmesi’ne ev sahipliği yapan Sagalassos Antik Kenti’nden sonra Kibyra da restorasyon çalışmalarının tamamlanmasıyla birlikte, içinden su akan antik çeşmeye sahip ikinci antik şehir oldu.
Arkeolojik kazı, araştırma ve kurtarma çalışmaları alanında yoğun bir faaliyetin olduğu Türkiye’de sayısız tarihi eser, son yıllarda toprak altından çıkarılıp müzelere kazandırıldı. Arkeolojik kazı sayısıyla dünyada lider konumuna yükselen Türkiye, 2022 yılında yapılan 713 arkeolojik faaliyetle yaklaşık 10 bin 500 adet eseri gün yüzüne çıkardı.