TR
  • English
  • Türkçe
  • فارسی
  • español, castellano
  • Français
  • русский язык
  • українська
  • العربية
  • Deutsch
  •  Kendinizi Türkiye'de Benzersiz Bir Wellness Deneyimi ile Ödüllendirin

    Soğuk kış günleri gelmeden önce yenilenmek ve kendinizi şımartmak isterseniz, Türkiye'nin termal tesisleri bu deneyimi yaşamak için en iyi adresler arasında geliyor. Nefes kesici güzellikteki bir coğrafyasıyla adından söz ettiren Türkiye, sağlık turizmindeki saygın ününe katkıda bulunan termal kaynaklarıyla dikkat çekiyor. Ülke 1.500'den fazla termal kaynağa ve 260'tan fazla termal tesise ev sahipliği yaparken, her yıl yüz binlerce turist iyileşmek ve daha sağlıklı olmak için Türkiye’nin eşsiz termal tesislerini ziyaret ediyor.

    Türkiye, kaplıcaları, termal tesisleri ve cazip ılıman iklimiyle, özellikle belli bir yaşın üzerindeki tatilcilerin arasında olduğu kadar, yenilenmek isteyen ve sağlık sorunlarına çözüm arayanlar arasında da oldukça popüler. Ülkenin konaklama, tedavi ve wellness hizmetlerini bir araya getiren cazip paketleri ise sağlık ve wellness deneyiminin albenisini artırıyor. Türkiye’nin birbirinden büyüleyici manzaralarına ek olarak hafif ve sağlıklı yemekleriyle bilinen Akdeniz mutfağından seçeceğiniz lezzetler, burada yaşayacağınız sağlıklı yaşam deneyiminizi tamamlayacak.

    Pamukkale: Kadim Şifalı Sular

    Türkiye'nin simgeleşmiş tatil noktalarından biri olan Pamukkale, mineralli suların oluşturduğu kalsit travertenleriyle gerçek bir doğa harikası. Pamukkale ve UNESCO'nun birlikte koruma altına aldığı Hierapolis Antik Kenti, antik çağlardan bu yana bölgedeki gençleştirici termal sular sayesinde bir şifa ve sağlıklı yaşam merkezi olmuş. Bu banyo kültürünün tadını çıkarmak, ise bu olağanüstü bölgede yaşanabilecek unutulmaz deneyimlerden biri. Bu beyaz cennetin nefes kesen manzarası eşliğinde Hierapolis'teki antik Kleopatra Havuzu'nda yaklaşık 35 derecedeki suda yüzmek size, kendinizi bir masalın içinde gibi hissettirecek! Bu tarih ve doğa harikası aynı zamanda suları demir ve kalsiyum açısından zengin üç termal bölgeye daha ev sahipliği yapıyor: Sarayköy, Gölemezli ve Karahayıt...

    Türkiye’nin Kaplıca Başkenti: Afyonkarahisar

    Türkiye'nin en ünlü kaplıca destinasyonu, açık ara farkla Afyonkarahisar. Avrupa Tarihi Termal Kentler Rotası'nın da bir parçası olan kentte Gazlıgöl, Heybeli, Ömer, Hüdai ve Gecek'te bulunan yüksek mineral içerikli kaplıcalar, cilt rahatsızlıklarının yanı sıra mide, böbrek ve bağırsak hastalıklarının tedavisinde de etkili. Afyon'un üstün hizmet anlayışına sahip tesislerinde sıcaklıkları 42 ila 53 derece arasında değişen havuzlarının keyfini çıkarırken; rahatlatıcı bir çamur banyosu da yapabilirsiniz. Bu tedavi edici terapilerin ardından, kaya parçaları ve antik kalıntılarla Frig uygarlığının izlerini taşıyan şehirdeki Frig Yolu Vadi’sini de keşfedebilirsiniz.

    Zamansız Bir Kaplıca İnzivası: Bursa

    Osmanlı İmparatorluğu döneminden bu yana canlandırıcı kaplıcalarıyla ünlü bir yer olan Bursa, günümüzde Çelik Palas, Kükürtlü, Karamustafa, Kaynarca ve Eski Kaplıca gibi 88 derece sıcaklığa ulaşan ve termomineral özelliklere sahip önemli kaplıcalara ev sahipliği yapıyor. Ancak kentin en popüler sağlık ve termal turizm merkezi, Uludağ'ın eteklerindeki Oylat suları gibi içilebilir nitelikte olan, Oylat Kaplıcaları. Burada kendinizi tazeledikten sonra Türkiye’nin en popüler kayak merkezlerinden olan Uludağ’ı ziyaret edebilirsiniz. Bursa'nın kaplıcaları hamamlarla da sınırlı değil. Şehirde magnezyum açısından zengin sıcak suların tadını çıkaracağınız birçok lüks spa oteli ve tesisi de bulunuyor.

    Wellness'ın Doğayla Buluştuğu Yer: Bolu

    Yemyeşil ormanları ve sakin gölleriyle bilinen Bolu, aynı zamanda Türkiye’nin en rahatlatıcı jeotermal su kaynakları ile kaplıcalarından bazılarına ev sahipliği de yapıyor. Bu da Bolu’yu wellness turizmi için de popüler bir yer haline getiriyor. Bölgenin Göynük, Karacasu ve Mudurnu gibi kaplıcaları, sağlık açısından çeşitli faydalar sağlayan mineral bakımından zengin sularıyla ünlü. Kaplıca olanaklarının yanı sıra Bolu'nun doğal çevresi de doğada vakit geçirmek ve dinlenmek için tablo güzelliğinde manzaralar sunuyor. Şehrin Abant Gölü ve Yedigöller Milli Parkı'na yakınlığı, ziyaretçilerin piknik ve doğa yürüyüşleri gibi açık hava etkinliklerinin tadını çıkarabileceği ve genel sağlık deneyimine katkıda bulunabileceği anlamına geliyor.