Havaların ısınmasıyla ve doğanın çiçek açmasıyla birlikte İstanbul baştan çıkarıcı bir bahar ışıltısına bürünüyor. İstanbul'da bahar, güneşi, ılık esintileri ve mis kokulu çiçeklerin arasında hoş sürprizleri beraberinde getiriyor. Bu mevsimde İstanbul’a yapacağınız bir seyahatte lalelerle süslenmiş Tarihi Yarımada'yı keşfedebilir; çiçek açan erguvanların lavanta rengine bürüdüğü Boğaz'a tanık olabilirsiniz. Gelin, İstanbul’da baharın tadını çıkarabileceğiniz rotaları birlikte keşfedelim…
Benzersiz Bahar Manzaraları
Asya ve Avrupa’nın kesiştiği noktada konumlanan İstanbul’u keşfetmek için en güzel duraklardan biri kuşkusuz ki Boğaz hattı. Her biri asırlık hikayeleriyle İstanbul Boğazı kıyısı boyunca sıralanan tarihi yalıların bahar renkleriyle bir araya geldiğinde oluşturduğu görsel şölenin tadı ise püfür püfür Boğaz havası eşliğinde çıkılan bir tekne turunda çıkarılabilir. Eminönü ve Üsküdar gibi kıyı semtlerinden çıkacağınız bir Boğaz turunda İstanbul çiçeği olarak da bilinen erguvanların kentin iki yakasını nasıl pembe ve mora boyadığına şahitlik edebilirsiniz. Şehrin ikonik yapılarından kuleler de İstanbul’un eşsiz manzaralarının keyfini çıkarmak için birebir. Restorasyonun ardından müze olarak ziyaretçilerini ağırlamaya başlayan Kız Kulesi’nde bu ölümsüz şehri Boğaz’dan izleyebilirsiniz. Nefes kesici Boğaziçi’nin ışıklarının harika yansımalarını ise Karaköy’de, ünlü mimar Renzo Piano imzalı İstanbul Modern’in binasında keşfedebilirsiniz. Bu göz alıcı yapının dünyanın önde gelen mimarlık platformlarından ArchDaily'nin kültürel mimari kategorisinde “Yılın Binası” ödülüne layık görüldüğünü de not etmeliyiz.
Mimoza ve Lale Şöleni
İstanbul'un bahar manzaralarının bir diğer popüler durağı ise Prens Adaları. İstanbul’un Anadolu Yakası’nda yer alan Adalar’a vapurla kolayca ulaşmak mümkün. Mimozalarla kaplı sokaklar, tarihi köşkler, yemyeşil tepeler ve rakı-balık-meze keyfi yapabileceğiniz harika meyhaneler ile Adalar, İstanbul’un bir adım uzağındaki iyi yaşam kaynakları konumunda. İstanbul’da bahar manzaraları denildiğinde akla gelen bir diğer görüntü ise her yıl Nisan ayında şehri devasa ve keyifli bir parka dönüştüren laleler. Lale mevsiminde, Gülhane Park’ından Emirgan ile Fethipaşa Korusu ve Soğanlı Botanik Parkı’na kadar birçok park ve bahçe, birbirinden farklı türdeki milyonlarca laleyle renkleniyor.
İstanbul'un Keşfedilmeyi Bekleyen Hazineleri
Bin yıllara uzanan geçmişiyle İstanbul, ayak basıldığı ilk andan itibaren konuklarının başını döndüren ölümsüz bir şehir. Üstelik bu kadim şehrin anıtsal yapılarının yanında, yeni cazibe merkezleriyle de konuklarına anlatacağı hikayeleri daima var. Değişip dönüşen kültür sahaları, ünlü mimarların imzasını taşıyan müzeler, göz alıcı sergiler, restorasyonunun ardından tekrar kapılarını açan anıt yapılar ve şehrin dillere destan yemek kültürü... İstanbul’u defalarca ziyaret etmiş bir konuk da olsanız önerimiz yine de anıt yapılarla çevrili, şehrin kalbi olan Tarihi Yarımada’yı bir de çiçekler içinde görmeniz. Burada, Ayasofya’dan Kapalıçarşı’ya Yerebatan Sarnıcı’ndan Topkapı Sarayı’na keşfedilecek öyle çok şey var ki… İstanbul’da görmeniz gereken bir diğer rota ise Karaköy’den Taksim Meydanı’na uzanan ve mimari harikalarla çevrili olan bölge. Bu bölgede hem şehrin dinamizmine hem de bahar güneşiyle hareketlenen sokaklarındaki canlılığına birebir tanık olabilirsiniz.
Gurme Keşifler
İstanbul’u baharda ziyaret etmeniz için bir diğer neden ise şehrin yeni mevsimle yenilenen mutfağı. Enginarın, bamyanın, çileğin, eriğin ve daha pek çok bahar sebzesi ile meyvesinin mutfakta yerini aldığı bu mevsim, aynı zamanda bir kıyı şehri olan İstanbul’un kefal, lüfer, tekir gibi bahar balıklarıyla da şenlendiği bir dönem. Tüm bu lezzetleri ise geniş bir yelpazede tatmak mümkün. Zira bir gastro-city olan İstanbul, sokak lezzetlerinden Türk ve dünya mutfağının en iyi örneklerine; fine-dining’den Michelin’li duraklara uzanan oldukça geniş bir seçkiye sahip. İstanbul’un mutfak çeşitliliğini yansıtan, mevsiminde, yerel ürünlerle hazırlanan lezzetlerini asırlık reçeteler eşliğinde tadabilirsiniz.