Kuzey Ege’nin en güzel şehirlerinden Çanakkale, ziyaretçilerine eşsiz deneyimler sunuyor. Dünyanın en eski efsanelerine de ilham veren bu kadim şehir, geçmişin tüm görkemini günümüze taşıyan arkeoloji ve kültürel miras rotalarına da ev sahipliği yapıyor. Dünyanın en önemli antik kentlerinden biri olarak 1998 yılından beri UNESCO Dünya Kültürel Miras Listesi’nde yer alan Troya Antik Kenti, 9 katmanı ve aralıksız 3 bin yıllık geçmişiyle şehrin tarihi akışına tanıklık eden en özel bölge olarak dikkat çekiyor. Antik Kent aynı zamanda Türkiye’den başlayan Avrupa Konseyi tescilli ilk ve tek kültür rotası olan Aeneas Rotası’nın da ilk durağı. Troya’dan sonra Türkiye’nin Antandros ve Ainos arkeolojik alanlarından geçerek Roma’da sona eren Aeneas Kültür Rotası, bazıları UNESCO Dünya Mirası listesine dahil olan doğal ve arkeolojik alanları ve çok sayıda kırsal peyzajı ile gezginlere gerçek bir kültür turu yaşatıyor. Gelin, modern seyyahlara macera dolu uzun bir kültür yolu vaat eden Aeneas Rotası’nı beraber keşfedelim!
İlhamını Troya Kahramanı Aeneas’tan Alıyor…
Aeneas Kültür Rotası, ilhamını Latin Şair Vergilius’un aynı isimli Troya kahramanının mitolojik yolculuğunu anlattığı, ünlü Aeneas Destanı’ndan alıyor. Aşk tanrıçası Afrodit ile Troyalı prens Ankhises’in oğlu olan Aeneas, Homeros’un epik destanlarına konu olan Troya Savaşı’nın da önemli kahramanlarından biri. Aeneas Destanı’na göre babası ve oğlu ile birlikte yanan Troya kentinden kaçan Aeneas, Edremit Antandros Antik Kenti bölgesine gelip Kazdağları’ndan elde ettiği keresteleri kullanarak gemiler inşa etmiş. Kurtulan diğer insanlarla birlikte bu gemilere binen Aeneas, yeni bir Troya kurmak için denize açılmış. Yolu önce Trakya kıyılarına düşen kahraman, sonrasında Yunanistan, Arnavutluk ve Tunus’u aşarak İtalya’ya varmış. Ardından İtalya topraklarında Roma medeniyetinin temellerini atarak tarihin en önemli değişimlerden birine imza atmış. O nedenle Aeneas, bugün hem Roma’nın kurucusu-babası olarak anılıyor hem de Avrupa kimliğinin bir sembolü olarak kabul ediliyor.
Rota, 5 ülke 21 duraktan oluşuyor…
Avrupa Konseyi’nin 1987 yılında başlattığı Kültür Rotaları programı, insanları ve mekanları, ortak tarih ve kültürel miras ağları üzerinde bir araya getirerek Avrupa’nın zengin ve geniş mirasının keşfedilmesini ve ziyaret edilmesini hedefliyor. Bugün sayıları neredeyse 50’ye ulaşan bu rotalar arasında yer alan Aeneas Kültür Rotası, mitolojik kahramanın zorlu yolculuğunda geçtiği; bugün 5 farklı Avrupa ve Akdeniz ülkesi sınırları içerisinde yer alan 21 limandan oluşuyor. Türkiye Kuzey-Batı Ege Denizi’nin kıyılarından başlayıp İtalya’nın Latium sahiline kadar uzanan rota, Troya, Butrint, Delos, Etna Yanardağı, Kartaca ve Cilento - Vallo di Diano olmak üzere 6 UNESCO mirası ve Kaz Dağları, Butrint Ulusal Parkı ve Cilento - Vallo di Diano Ulusal Parkı olmak üzere 3 milli parkı da güzergahına dahil ediyor.
Türkiye’den Troya, Antandros ve Ainos rotada bulunuyor…
Türkiye’den başlayıp Çanakkale, Balıkesir ve Edirne illerinden geçen Aeneas Kültür Rotası; Arnavutluk, Yunanistan, Tunus ve İtalya’yı birbirine bağlıyor. Rotanın başlangıç noktası, Troya Savaşı’nın geçtiği düşünülen ve on binlerce yıllık Batı Anadolu tarihini aydınlatan Troya Antik Kenti’yken, ikinci durağı Aeneas’ın gemilerini inşa ettiği, bugün Balıkesir’de bulunan Antandros Antik Kenti olarak karşımıza çıkıyor. Antandros’tan sonra ise Aeneas’ın Trakya kıyılarında karaya çıktığı ve yeni Troya’yı kurmaya başladığı; bugün Edirne’de Meriç Nehri’nin Saros Körfezi’yle birleştiği noktada bulunan Ainos antik kenti yer alıyor.
Troya: Her şeyin başladığı yere yolculuk
Aeneas Rotası, tarih, arkeoloji ve mitoloji seven gezginler için oldukça ilginç deneyimler sunuyor. Rotanın Türkiye’deki başlangıç noktası olan Troya’yı adımlayarak bu mucizevi coğrafyaya tanıklık edebilirsiniz. Troya, arkeolojik kalıntılarıyla ziyaretçilerini defalarca yıkılıp aynı yerde üst üste kurulan medeniyetlerin tarihinde büyüleyici bir yolculuğa çıkarıyor. Troya’nın barındırdığı eşsiz hazineler, 2018’in Troya Yılı ilan edilmesi ve kentin girişine inşa edilen Troya Müzesi’nin de açılmasıyla birlikte Çanakkale’yi tam bir kültür sanat şehri haline dönüştürdü. Troya Antik Kenti’ndeki tiyatro ve hamamlar gibi çeşitli buluntuları inceledikten sonra Troya’nın büyüsünü keşfetmek için kentin eşsiz eserlerinin sergilendiği Troya Müzesi’ni de ziyaret etmeyi unutmayın!